Habitat Nedir?

Coğrafya biliminde canlıların yaşamış olduğu alanları belirtmek için kullanılan habitat terimi 1978 yıllında evrensel alamda kullanılmaya başlanmıştır.

Biyotik türlerin, biyosferin kalıtsal yapısına uygun doğal yaşam ortamıdır. Kendine özgü özellikler taşıyan, organizmanın üreme, doğma, büyüme, beslenme faaliyetlerine olanak tanıyan, her daim tanımlanabilen, fiziksel sınırlara sahip doğal bir ortamdır. Bir alanın habitat olarak adlandırabilmesi için yaşanabilirlik özelliği gerekmektedir. Toprak, su, hava, yerkürenin özel bir parçası ya da fiziksel bir bölge olabileceği gibi okyanus veya böcek bağırsağı büyüklüğünde olabilmektedir.

Çöl develerin, Karadeniz hamsilerin, Avustralya kanguruların, Ankara tiftik keçilerinin, kümes tavukların, Güney Kutbu penguenlerin, buzullar kutup ayılarının, okyanuslar köpekbalıklarının, Van Gölü inci kefalinin, su birikintileri kurbağaların, nemli bölgeler yosunların, bataklık saz bitkisinin, organlar sindirime yardımcı mikroorganizmaların, ev insanların habitatıdır. Türlerin hayatta kalma süreleri yaşadıkları alana adaptasyonlarına bağlıdır.

Bu nedenle her türün habitatı farklıdır. Aynı türe ait olan canlılar farklı, farklı türe ait canlılar aynı habitatta yaşayabilmektedir. Evcil kedi ve insanın aynı evde yaşaması ancak boz ayı ve kutup ayısının farklı biyomlarda yer alması iyi bir örnektir. Tek bir türü barındıran ortam habitat, birden fazla canlı türünü barındıran ortam ortak habitat olarak adlandırılmaktadır. Bazı canlı türleri belirli bir habitatta yalnızca kendileri yaşamaktadır bu durumda ortam özel habitat olarak isimlendirilmektedir.

Günümüzde yaşanan biyoçeşitlilik krizinin insan etmenli sorumlusu fragmentasyondur. Süreçte tek başına dahi etkilidir. Aşırı avlanma kaynaklı tür istismarı, ağaçların kesilmesi, ormanların tarımsal faaliyet alanlarına dönüştürülmesi, yerleşim yerlerindeki artış, plansız yerleşim, düzensiz ve amacı haricinde arazi kullanımı doğal kaynakların aşırı tüketimi, habitat kalitesinin negatif etkilenmesine yol açan başlıca nedenlerdir. Habitat parçalanması en genel anlamda, geniş alanları kaplayan abiyotik türlerin sürekliliğe sahip habitatlarına müdahale esilmesi, işgali, değiştirilmesi, daraltılması ve bölünmesidir.

Fragmentasyonun etkilerinin tanımlanması için belirli biyolojik ve fiziksel değişkenler incelenmektedir. Değişkenlerin sınıflandırılması aşağıda gösterilmiştir.

Fiziksel Değişkenler

a) Yama (Habitat Parçası) Büyüklüğü

b) Yama Şekli

c) Yama Boyutları

d) Yama Alanı Oranı

e) Kaybolan Habitat Oranı

e) Matris Alan Miktarı

g) Yama Sayısı

h) Yama Uzaklıkları Ve İzolasyon

i) Peyzajda, Aynı Habitatın Varlığı Ve Miktarı

j) Kenar Zonu Özellikleri Ve Miktarı

k) Geçiş Veya Bağlantı Koridorları

 

Biyolojik Değişkenler

a) Tür Çeşitliliği

b) Türün Bolluk /Yoğunluk Derecesi

c) Popülasyonun Büyüme Hızı

d) Türün Bir Yerde Var Veya Yok Olması

e) Uyum Özellikleri

f) Genetik Çeşitlilik

g) Türler Arası Etkileşimler

h) Türün Hareket / Dağılış Özellikleri

Fragmentasyon süreci ile paralel olarak düzensiz büyüklükte habitat adacıkları oluşmakta, türler “evlerinde” stres altına girmekte, türlerin birey sayısı, bolluğu ve çeşitliliği azalmakta, habitatlar arası mesafeler gittikçe artmakta böylece türlerin yayılması imkansız hale gelmekte, yırtıcılar tarafından gerçekleşen avlanma kolaylaşmakta, soy içi eşleşme artış göstermekte ve çöküşü hızlanmaktadır. Ayrıca habitat çekirdek alanı azalarak kenar zonu alanı artmaktadır. Habitata ait fiziksel özellikler ve genetik yapı değişim göstermektedir.

Bitki türlerinde adaptasyon sağlanamamakta, çimlenme yeteneği ve rekabet güçleri azalmaktadır. Memeli türleri ise hormonsal ve davranış bozukluğu olarak adlandırılan mevsiminde yuva yapmama, yuvayı terk etme vb. hareketler gerçekleştirmekte ve dirençleri tükenmektedir. Özel habitat ihtiyacı duyan türler bu olumsuzluklardan yüksek seviyede etkilenmektedir. Ekosistemlerin etkilenmesi sonucunda tür, genetik ve proses çeşitliliği asgari seviyeye düşmektedir. Tüm bu durumlar türlerin neslini tükenme sınırına getirmektedir.

Karasal ekosistemlerde parçalanma oldukça hızlı gerçekleşmektedir. Özellikle orman ve orman alanlarında biyolojik çeşitlilik kriterleri kullanılmalı, insan baskısını azaltacak önlemler alınmalı ve insan etkisiyle bozulan habitatlarda biyotik türlerin hayatta kalma ihtimali arttırılmalıdır.

İlginizi Çekebilir