Ekolojik ve Sürdürülebilir Tasarım Anlayışı

Buharlı makinenin icadının ardından Sanayi devrimi doğmuştur. Nüfus ve göçler artmış, işgücüne ihtiyaç yükselmiş, endüstriyel üretim doğmuştur. Demiryolu ulaşımı gelişmiş böylece daha fazla çeliğe ihtiyaç duyulmuştur. Petrol ve türevleri, fosil yakıtlar, çeşitli kimyasallar, odun ve kömür giderek önem kazanmıştır. 1900’lü yılların başında Henry Ford otomotiv montaj imalatına başlamıştır. Tıp alanında gösterilen gelişmelerin yanı sıra dünya nüfusu tüm bu etkiler ile artmaya devam etmiştir. Nüfus beslenme vb. gibi ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile artan üretim nihayetinde doğal kaynaklar tükenme sınırına ulaşmıştır.

Pazar odaklı globalleşme üst düzeyde teşvik edilen tüketimin katlanarak artmasına, dolayısı ile fosil kaynak kullanımının, atmosferde meydana gelen kirlilik ve sera gazı değerlerinin yükselmesine neden olmuştur. Böylece ekolojiye verilen zarar rejenerasyon özelliğinin etkisini yok etmiştir.

Doğal denge bozularak ekosistemler zarar görmektedir. Gelişen küresel ısınma ve iklim değişiklikleri buzulları erimesine, karbon miktarlarının ve hava sıcaklığının artmasına neden olarak yaşamsal faaliyetlere zarar verecek duruma gelmektedir.

Ekolojik Tasarım Kavramı

Durumu ciddiyetinin farkına varılması ile birlikte ekolojik dengeleri korumaya yönelik kavramlar ortaya konmaktadır. Yeşil tasarım, ekolojik tasarım ve sürdürülebilir tasarım işlerlik kazanmaktadır. Ekosistemlerin yenilenmesi ve yeniden işlerlik kazanabilmesi için uzun bir süreç ve çaba gerekmektedir. Stabil ekosistem çözümlerini ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını sağlamak için durum analizi ve uygulayıcılar, akademik birikim ve araştırmalar, kararlı politikalar ve ekolojik sürdürülebilir tasarım anlayışı gerekmektedir.

Sürdürülebilir tasarım, ara vermeksizin gelişen fiziksel ve ekonomik verimliliğin devamlılığın sağlanmasıdır. Ancak genelde biçimsel olarak algılanmakta ve akıllı-enerji verimli bina kavramları ile eşdeğer tutulmaktadır. Sadece morfolojik yönden ele alınarak yeşil renk ağırlıklı süslemeler ile dış mekan tasarımı yapılması ve tahrip etmenin ardından düzeltmeye uğraşılması sürdürülebilirlik kavramı ile alakasızdır. Sürdürülebilir tasarım bulunulan bölgenin ekonomik, demografik, sosyokültürel ve çevresel gerçekleri ile yapılan çalışmalar sonucu sağlanmaktadır. Çevre üzerindeki negatif baskı ve etkileri minimuma indirmek hedeflenmektedir.

Uluslararası Kyoto Protokolü karbondioksit ve sera gazı salınımını azaltmaya ilişkin hükümler içermekte ve çoğu ülke tarafından benimsenmektedir.

Ekolojik Sürdürülebilir Tasarımın Temel İlkeleri

İşbirliği: Halk, sivil toplum kuruluşları, sanayi, yerel yönetim, devlet ve mesleki yapılanmaları kapsamaktadır. Etkin güç devlet ve yerel yönetimlerdir. Yaptırım, teşvik düzenlemeleri, tüketimin şekillendirilmesi, yatırım ve politika geliştirilmesi gerektirmektedir. Sivil toplum kuruluşları ve mesleki yapılanmalar halkı uygun yönlendirebilmektedir. Çevre dostu olma yarışında çoğu şirket ana politikasında sürdürülebilir tasarım anlayışını benimsemekte ve ekolojik yaklaşımlar için ödenek ayırmaktadır.

Bölgesel Planlama ve Ekolojik Kent: Modern yaşam ekolojik ilkeler ile şekillendirilmektedir. Yerel alışveriş merkezi, işyerleri ve konutlar birbirine yakın planlanmalıdır. Böylece kompakt çevre yaratılmakta, enerji tasarrufu sağlanmakta, doğal kaynaklara duyulan ihtiyaç azalmakta ve karbondioksit emisyonu seviyesi düşürülmektedir. Kültürel ve doğal kaynaklardan yüksek verim ile yararlanma hedeflenmektedir. İklime uyumlu bina topolojisi, sit alanlarına bina yapılmaması, oasis etkisinin önlenmesi, tohumların doğal dağılımlarının sağlanması büyük önem taşımaktadır.

Ekolojik Ulaşım Alternatifleri: Ulaşım kanallarının ve imkanların artması ile doğru orantıda gelişen çevre kirliliği mevcudiyeti kitle taşımacılığının önemini hatırlatmaktadır. Bisiklet veya yaya ulaşım alternatifleri ön plana çıkarılmalıdır. Tüketiciler, biyoyakıt, güneş veya elektrik enerjisi ile çalışan araçlara yöneltilmelidir.

Çevre Dostu Malzeme: Yeniden kullanıma imkan tanıyan poliüretan blok, moloz, kumtaşı, fiber, ahşap, mantar, yosun, kenevir, keten, kil, toprak, kerpiç, kağıt, yün, linolyum, sünger yaşı, tuğla kullanılmalıdır. İzolasyonda kereste, bambu, saman balyaları kullanılması önerilen doğal malzemelerdir.

Mikrojenerasyon: Rüzgar türbini, küçük ölçek hidroelektrik santrali, mikro-kombine ısı ve güç sistemleri, toprak bazlı ısı pompası, fotovoltaik solar paneli kapsayan düşük karbon emisyonlu enerji ve yakıt kullanımıdır. Jeotermal, biyokütle, güneş ve rüzgar enerjileri alternatif enerji kaynaklarında bazılarıdır. Binalarda kullanımına vergi muafiyeti getirilmiştir.

Yerel Malzemeler ve İşgücü Kullanımı: Minimum kaynak kullanımı, malzeme sürdürülebilirliği, hammadde çıkarılması, üretimi, taşınması ve enerji tüketimi, ulaşımı, işlenmesi, inşaat aşamalarının tamamında ekolojik özellikler bulunmalıdır.

İklim, Rüzgar ve Yön Faktörleri: Havalandırma ve gün ışığı edinimi için doğru yön ve form seçilmeli, topografik özelliklere dikkat edilmelidir. Ayrıca peyzaj tasarımı, aktif/pasif güneş sistemleri ve doğal vantilasyon sağlanmalıdır.

Enerji Verimliliği: Daha az tüketim ile daha fazla enerji eldesi sağlayan sistemlerin sürekliliğidir. Güneş bacaları, otomasyon vb. akıllı ev sistemleri örnek verilmektedir.

Atık Suların Değerlendirilmesi: Yağmur suyunun, bahçe sulamada kullanılması vb. amacı ile toplanması veya harcanan atıkların yeniden değerlendirilmesidir.

Tüketim Alışkanlıkları: Düşük enerji sarfiyatına sahip araçlara, ekolojik mimari evlere yöneltilmesi gerekmektedir.

İlginizi Çekebilir