Ekoloji ve Doğal Süreçler

Ekolojik dengenin bozulmasının ardından ekolojik restorasyon çalışmaları ağırlık kazanmaktadır.

Ekolojik Restorasyon

Ekosistem sağlığını, sürekliliğini ve bütünlüğünü koruyarak, verilen zararın tedavi edilmesini içeren faaliyetler bütünüdür. Antropojen etkiler sonucu tahribata uğrayan ekosistemler yangın, sel, fırtına, volkan faaliyetleri vb. ile tahribat desteklenen durumlar da gerekmektedir. Restorasyon çalışmaları yine insan faaliyetleri ile gerçekleşmektedir. Ancak doğa taşıma kapasitesini geri kazanmak için kendi kendini tedavi etme yeteneğine sahiptir. Barındırdığı canlıların yaşamsal faaliyetlerini yerine getirmede üstün bir hizmet gerçekleştirmektedir. Bu durum doğal süreçler, ekolojik süreçler veya ekolojik olaylar olarak adlandırılmaktadır.

Ekolojik Süreçler

Dünyanın var olduğu andan itibaren işlevselliğini kazanan ve günümüze değin görevine devam eden doğa canlı ve cansız varlıklara ev sahipliği yapmaktadır. Oldukça geniş bir konuya sahip olan bu durum ancak bazı örnekler ile özetlenebilirdir.

Yaklaşık 60 km kalınlığa sahip yerkabuğu ortalama 14 derece sıcaklığa sahiptir. Her 30 saniyede bir herhangi bir yerde kaydedilen depremlerin, gelişen ve değişen iklim koşullarının doğuracağı sonuçların, aktif yanardağların insanoğlu tarafından denetlenebilecek bir mekanizma olmadığı aşikardır.

Yeryüzü rüzgar ortalama 3,5 m/s hıza sahiptir. Bu hız 13 m seviyesine ulaştığında fırtına meydana gelmektedir. Esen her soğuk ve şiddetli rüzgar sonucunda tomurcuklar ölmekte, ağaçların verimliliği düşmektedir. Bu durumda bitki ve ağaç kökleri derine uzamakta ve toprağa daha sıkı bağlanmaktadır. Rüzgar sayesinde taşınabilen polenler ve tohumlar bitkilerin yayılma alanlarını belirlemektedir.

İklimde görülen değişimler kuşların göç etmesine neden olmaktadır. Bu durum beslenme kaynağının zengin olması ile sınırlanmaktadır.

Sağlıklı bir toprak varlığı yerelde olduğu kadar dünya üzerinde de büyük bir öneme sahiptir. Müdahaleye maruz kalmayan ve kimyasal girdilerden uzak kalan topraklar sonucunda kalp, ciğer, beyin rahatsızlıkları gözlenmemektedir. Ancak sağlıklı bireylerin varlığında hayvan, bitki ve bireylerin yetiştirilebileceği unutulmamalıdır.

Abiyotik faktörlerin ekolojik denge üzerindeki etkisi bilinmektedir. Bu faktörlerden su, ısı ve ışık gibi etkenler besin maddelerini etkilemektedir. Böylece bitki gelişimi olumlu veya olumsuz olarak etkilenmektedir. Ceviz ağacına komşu konumda bulunan elma ağacının ölümü ceviz yaprağına asit yağmurlarının teması sonucu salgılanan kimyasal madde ile gerçekleşmektedir.

Bir su zerresi yılda ortalama 40 kez yağış sirkülasyonunda bulunmaktadır. Su, ağaçların su buharına katkısı sonucu atmosfere dönmektedir. Sık konumlanan bitki örtüsünün terleme miktarı daha fazladır. Ayrıca atmosferde biriken zararlı gazlar orman ağaçları sonucunda elimine edilmektedir. Orman varlığı bu durumda idealdir. Bu nedenle orman tahribatına bir son verilmelidir.

Ayrıca oksijen çarpması aslında insanların ormanları yok etmesinden ve insan bünyesinin ormandaki temiz havaya verdiği tepkiden kaynaklanmaktadır. Ağaçların yoğun olduğu bölgelerde fotosentezin gerçekleşme seviyesi daha yüksektir. Böylece yoğun oksijen miktarına ulaşılmaktadır. Piknik, gezi, kamp vb. ormanda gerçekleştirilen etkinlikler sonucu hafif baş ağrısı, hızlı acıkma vb. oksijenin yüksek konsantrasyonuna bağlı olarak fazla tüketilen oksijenden ileri gelmektedir.

Ekolojik dengenin bozulmasında ana etken olan nüfus artışı canlıların nesil tükenme riskine karşı ortak tepkisidir. Savaş mağduru ülkelerde nüfus diğer ülkelere oranla yüksek artış hızına sahiptir.

Büyük bir kemirici olan kunduz insana benzer bir tavırla ihtiyacını düzenleyebilen tek memeli hayvandır. Akarsu üzerinde taş, dal vb. atıklar ile set yaparak su seviyesini istedikleri düzeye getirmektedir.

Gelecek nesillere hakları olan bir dünya bırakmak için insanoğlu doğaya yaptığı müdahaleden vazgeçmelidir. Sedef Adası Sendromunda doğaya yapılan müdahalenin sonuçları oldukça trajikomik olmuştur. Martı varlığı ile ünlü adada, ada sakinlerinin rahatsız olması sonucu tilki getirmeleri ekolojik dengenin bozulmasına yol açmıştır. Çoğalan tilkiler martıları ve yumurtaları avlayarak martı nüfusunda yoğun azalmaya neden olmuştur. Ancak martıların azalması yılanların temizlenmemesine neden olmuştur. Böylece yılan yoğunluğu artmıştır. Konutlara dolan yılanlar adada yaşayanların korku dolu günler geçirmesine neden olmuştur. Bunun sonucunda insanlar günlerce tilki avına çıkmıştır.

Görüldüğü üzere doğa insanoğlu için her gerekeni düşünmüştür. Müdahale yersiz ve bencillik kaynaklıdır.

İlginizi Çekebilir